ÂŞIKLIK SANATI
Âşıklık sanatı maharet imiş
İnsanları sevmek ibadet imiş
Bendenizin dünyadaki serveti
Üç beş arşın bezden ibaret imiş
PAYDOS
Aşkın kâfiri oldum dine imana paydos
Dost yüzünü gül bildim bağa bağbana paydos
Kendimin efendisi kendimin kölesiyim
Eylemem kula kulluk şaha sultana paydos
İKİYÜZLÜLÜK
Adaletsiz bir işte çıkar yolu görünse
Ak olanı karalar karayı da aklarız
Dayı deriz eşeğe suyu geçene kadar
Biz ne ikiyüzlüler biz ne dalkavuklarız
ÜRYAN
Yığdın yığıştırdın koydun da gittin
Bir dilim ekmekle doydun da gittin
Tapuların varislere intikal
Üç metre kefeni giydin de gittin
KOKLA GÜLÜ SOLMADAN
Gel ey bülbül kokla gülü solmadan
Sür keyfini fasl-ı hazan olmadan
Davetsiz misafir kapın çalmadan
Günün gün et vakit vade dolmadan
RÜŞVET VÜ KARAR-I BERAT
Baktın ki işlemiyor yasalar senden yana
Rüşvet indir cebine mahkeme eşrafının
Diğer yanda mazlumun defteri dürülürken
İmzalarlar altını karar-ı beratının
YALAN AYNASI
Yalanın aynasında gerçeği görmeyenler
Evliyadan sanırlar şeytan-ı lâinleri
Hainlik damgasını yerken vatanperverler
Şehit ilan edilir memleket hainleri
LAL OLMUŞUM
Ben aşka düşeli bir hal olmuşum
Gâh figanlar kılmış gâh lal olmuşum
Türap kesilmişim yârin yoluna
Her gelip geçtikçe pâymâl olmuşum
ŞANS
Şanstır insanlar için yeryüzü ziyafeti
Nefsine zulüm edip tepme hiçbir nimeti
Sağlığın yerindeyken ye iç gez toz gül eğlen
Ömrün sona erdi mi kopmuş bil kıyameti
RÛY-İ AŞİRÂN
Söyle ey şah-ı huban can mısın canan mısın
Od’un var dumanın yok bağrımda yanan mısın
Hayalin gözlerimde lakin cismin ararım
Düşmezsin kulağıma rûy-i aşirân mısın
LAF ÜRETEN ZAT
Ağzı laf üreten zat kelâma talip çıksa
Tutsa işin ucundan bana bir rakip çıksa
Dedesinin adıyla övünmekten ziyade
Varıp bir taş dikse de kabrine sahip çıksa
CELALLENME BİRAZ GÜL
Kokundan bir zerrecik ihsan eyle bana gül
Eyle ki nail olsun murada garip bülbül
Ettiğin cefa yeter celallenme biraz gül
Gül ki gülüp sevinsin sevdadan sınık gönül
CANAN GİTTİ CANDA GİTTİ
Canan gitti canda gitti beraber
Damar gitti kanda gitti beraber
Eşim dostum beni sordu günlerce
Tenden koptu bende gitti beraber
MENFAAT DÜNYASI
Bu dünya menfaat dünyası derler
Âmin deyin dostlar âmin ki âmin
Cennet olmasaydı işin içinde
Namaz kılmaz oruç tutmazdı mümin
EŞEK MERTEBESİ
Eşek değilim dersin benzersin eşeklere
Cümle âlem eğlenir anırtılı sesinden
Sırtında ki semeri kaldır artık vur yere
Yoksa kurtulamazsın eşek mertebesinden
PARA
Zengin olan sevilir iltifatlı söz ile
Zamane de yüzüne bakmazlar fukaranın
Nikâh kıydı bir dede on beşinde kız ile
Meğer açmayacağı kapı yokmuş paranın
UTANMAZLIK
Yüzüne tükürmüşler nisan yağmuru demiş
Endek döndek vekilin kızarmamış hiç yüzü
Ol vekil ikinci kez milletten oy istemiş
Meğer utanmazlıkmış siyasetin iç yüzü
TUHAF
Haktan hayırlısını ister yakarış tutarız
İyi der başkan seçeriz sonra kargış tutarız
Ak olan kim, kara kimdir eğri doğru demeden
Hangi aday çıkıp gelse ona alkış tutarız
BİLİM
Vazgeçtim hurafeden yöneldiğim bilimdir
Bilimsiz bir gelecek karanlıktır zulümdür
Yeni bir dünyadayım ruhum hür bedenim hür
Ne sultanlık isterim ne kulluk kabulümdür
RAĞBET-İ HELAL Mİ VAR
Tekmil zayıfın boynunda güçlüye vebal mi var
Yetimi döv mazlumu ez zalime zeval mi var
Haramzade olmak için yarışırken insanlar
Helalden bahseder hoca rağbet-i helal mi var
NAH GİDERSİN CENNETE
Yıllar boyu çaldın çırptın el çekmedin haramdan
Yemediğin halt kalmadı bulaştın her illete
Yaş elliye dayanınca camiyi mesken tuttun
Cehennemdir hakkın senin nah gidersin cennete
AYNI
Vardın sandık başına oy verdin vekil seçtin
Meclis oluşturmada şüphesiz katkın çoktur
Dün dürüst dediğine bugün hırsız diyorsun
Kanımca sen ne boksan vekilinde o boktur
EBEDİ MEKÂN
Bir gün bir gemi yanaşır hayatın limanına
Çeker hançerini kaptan saplar nazik canına
Seni de alır götürür diğerlerinin yanına
Kara toprak hoş geldin der ebedi mekânına
LÜTUF
Yârin kahrı bize lütuf sayılır
Edası hoş kendi latif sayılır
Candan bir gülüşü atıf sayılır
Her bir hali insiyatif sayılır
GÖNLÜNCE YAŞA
Sittiret dünyanın üç kuruşunu
Ye yedir iç içir gönlünce yaşa
Gez gör yeryüzünün her karışını
Vakit dolup ölüm geçmeden başa
TORPİL
Ben doğruyum diye düşme yalana
Hırsız derler kul hakkını çalana
Falanın ekmeğin filana verdin
Cennet yüzü haram torpil olana
ÇOK DİNLE AZ KONUŞ
İki kulak bir dil vermiş yaratan
Çok dinle az konuş sözü taşırma
Oturup kalktıkça ölçülü davran
Nas içinde değerini düşürme
ÖZGÜR OL
Bütün korkuların defterini dür
Kurtul tutsaklıktan özgür ol özgür
Hayat sürmek için yaratıldın sen
Yaşa bu dünyanın sefasını sür
ŞAİRE ŞİİRE DAİR
Şiir mevzuunda çok kitap gördüm içinde şairi yok
Ben şairim diye geçinenlerin bir tane şiiri yok
Küreğin sapını yapıp ortaya getirmek icap eder
Mısra dizip laf üreten çok amma velâkin mahiri yok
ADAMLAR ADAM İLE
Gamdarlar gam hanede gamı tartar gam ile
Namdarlar dem sürdükçe namı artar nam ile
Her kuş henkifi ile uçar konar oturur
Adamlar adam ile cüdamlar cüdam ile
İNSAN OLDUĞUNU SÖYLE
Ne Türk ne Kürt ne Rum ne Rus ne Arap
İnsan olduğunu gel söyle bana
Hep aynı soydanız aslımız türap
Aynı kan bağıyla bağlı can cana
İKİ KAPILI DÜNYA
Dünya bir han iki kapısı vardır
Bugün açan yarın kapatacaktır
Dayalı döşeli geniş odalar
Gâhî dolup gâhî boşanacaktır
YURT
Doğdum yeryüzünde bir hayat kurdum
Acılı sevinçli bir ömür sürdüm
Kabristanda yatmak gam değil bana
Toprağın üstüde altıda yurdum
SAADET
İnsanın yüzündeki ağlıktadır saadet
Sevgi açan gönülde bağlıktadır saadet
Servette zenginlikte aramasın hiç kimse
Ne maldadır ne mülkte sağlıktadır saadet
KEFENİN CEBİ YOK
Kefenin cebi yok ey cimri adam
İyi insan ol da gel olma cüdam
Çıplak geldi çıplak gitti bak âdem
Cömertlik yap kabre basmadan kadem
VAR MI
Âlemde zenginim diye buyurdun
Mertlik meydanında hasibin var mı
Akşam sofrasında karnın doyurdun
Sabah sofrasında nasibin var mı
GÖNÜL YAP
Ey Mümin Kâbe’yi ziyaret etmek mi istersin
Varıp bir gönül yap gönül Kâbe ziyaretidir
Cehennemden kaçıp cennete gitmek mi istersin
Hayır, hasenat yap bunlar cennet nişanesidir
SADIK MİSKİNİ