GAZELLER

Ey yar senin sevdanı canıma nakşeyledim

Aşkla yazdım adını kanıma nakşeyledim

Gerçi nakkaş değildim seni sevmeden önce

Aldım güzelliğini tenime nakşeyledim

Pek öğrendim sayende bu aşkın desenini 

Her gün içtiğim suya nanıma nakşeyledim

Devr-i âlem içinde kıblegâhım sen oldun

Kutsadım varlığını dinime nakşeyledim

MİSKİNİ’ye can veren bu sevda tohumunu

Ektim mezar taşıma sinime nakşeyledim

Neyleyeyim dünyayı iyileri tan eyler

Taç giydirir kötüyü sarayda sultan eyler

Kükreyen aslanları boğdurur çakallara

Zevalsiz karıncayı zehirli yılan eyler

Gözü dönmüş kurtları sokar kuzu postuna

Yaydığımız sürüyü dağıtır talan eyler

Hakkı çiğner zulümün bayrağını yüceltir

Yol verir düzenbaza gerçeği yalan eyler

Tekmeler karnı açı koltuk çıkar zengine

Sahipsiz yetimlerin evini viran eyler

Dürüstün namuslunun yapışır yakasına

Pezevengi hırsızı büyük kahraman eyler 

Bu nasıl adaletli bu nasıl adil dünya

Mazlumu yerden yere vurur perişan eyler

Sanma korkar MİSKİNİ çark-ı devran elinden

O başını hak için bin kere kurban eyler

Neşve var git yoluna hicranımız var bizim

Sine üzre saplanmış peykânımız var bizim

Ah! Girip kanımıza kast eder canımıza

Güya ki bu âlemde cananımız var bizim

Biz o saç-ı leylanın menendsiz mecnunuyuz

Çölden ıslahhanemiz meskânımız var bizim

Mecnunuz dedik lakin aklımız başımızda

Aşk kitabın yazacak irfanımız var bizim

MİSKİNİ aşkta zengin vuslatta fukarayız 

El zanneder demimiz devranımız var bizim

Geçmiş karşıma bir sofu efsane söyler bana

Ben aşk ateşine yandım cehennem neyler bana

Avcızade bir dilbere sinem oldu nişangâh

Saplar kara kirpiklerin ol kaşı yaylar bana

Didem yaşı coş ettikçe dalgalandı deryalar

Şaşa kalır seyre varsa ırmaklar çaylar bana

Doğan sebeb-i aşkımdır leylime neharıma

Doğmadı ömrüm içinde güneşler aylar bana

Benki harabat ehliyim adım dahi MİSKİNİ

Lazım değil dü cihanda köşk-ü saraylar bana

Gündüz Kafdağı ardında pek yakın canan geceler

Rüyalarda anı bana hep eyler ihsan geceler

Geceler ki fırsat-ı dem yârim ile vuslat-ı dem

Hal böyleyken nasıl derem gam ile hicran geceler

Gün açılır perde perde yârim göremem bir yerde

Halvetgâhım gecelerde kutlu bir mekân geceler

Efil efil eser saba hinzanda başlarım hâba

Kavuşurum ol mâh-tâba sanki aşkistan geceler

Ben bir kays’ım yar bir leyli bağlamışım ana meyli

Yıldızlar oynar bir hayli ne hoş bir harman geceler

Öter ishak şakır şeb-hân usul usul ağarır tan

Zevkten uyanır aşikân ışır mihribân geceler

Bilirim nehar kıymetin leyl ocağıdır ülfetin

Yapmaz mı MİSKİNİ methin takdire şayan geceler

Sevdiğim senin sevdandan serim sarhoş kesilir

Yüreğim aşkının alevinden ateş kesilir

Şafak söker tan ağarır yüzünün ışığından

Işır zifri karanlıklar gecem güneş kesilir

Olmaz cihânda menendi sen gibi dilârânın

Görüp methin eylemeyen her dil kalleş kesilir

Ne keremler böyle yangın ne mecnunlar divane

Yâr yolunda hangi âşık bana bir eş kesilir

Ne yazık ki şöhretsizdir MİSKİNİ mânsûrlayın

Ten çekilir aşk dârına can cefâkeş kesilir

Can dilemiş canan bizden bir canın sözü mü olur

Ay yüzlü güzel aşkına kurbanın sözü mü olur

Gülüşünde güller açar nefesinden miskler saçar

Âşıklar dininden geçer imanın sözü mü olur

Ol bizim cananımızdır gönülde sultanımızdır

Nazarımızda başkaca sultanının sözü mü olur

Topuğu döven zülfünün teline ne verilmez ki

Cevahirden imaretli dükkânın sözü mü olur

MİSKİNİ’nin hanesine yâr kadem basacak olsa

Ayakçığın bus ederim dâmânın sözü mü olur

Aşka girift oldum aşktan dönmezem

Ateşte yanmazam suda sönmezem

Ömr zevkin nuş edip leb-i lalinden

Bin içtim iki bin içsem kanmazam

Har-hezar bahsinde olduğu kimin

İrakipler rahat verir sanmazam

Sevda diyarının kalmakalından

Yar usanır belki ben usanmazam

MİSKİNİ’m aç ölsem gönül lokmasın

Ab-ı aşktan gayrısına banmazam

Gülüm gülzardan gitmiş bağım virana dönmüş

Yavru beni terk etmiş dilim figana dönmüş

Hakkımızda ne duymuş yönün o yana dönmüş

Sitem hançerin urmuş sinem al kana dönmüş

Hasreti reva görmüş lütf-u hicrana dönmüş

Gönlüm efkâra salmış durum hüsrana dönmüş

Yaram azdıkça azmış kör bir çıbana dönmüş

Dil lokmanım sarmamış tam bir yabana dönmüş

MİSKİNİ vakit dolmuş ahir zamana dönmüş

Yârsiz can mevta olmuş yol kabristana dönmüş

Ey dil atıp müjganını bağrımı yar okladı

Bencileyin hayranını bir cefakâr okladı

Nazendem dermanı kesti gamı derdi çokladı

Merdanesin reddeyleyip ol namerdi çokladı

Sebata var mı gücümüz herhal bizi yokladı

Zulmette terk-i aşkmıyız sevimizi yokladı

Ehl-i aşk demen bülbüle o bir tek gül kokladı

MİSKİNİ menevşe tütye süsen sümbül kokladı